''Şah ZeMahşer derler bana !''


  • Kayıt: 07.04.2020 01:36:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:53

''Şah ZeMahşer derler bana !''

 

Bu sayımızda Ülkücü camianın sevilen ozanı Osman Öztunç ile bir söyleşi gerçekleştirdik. ''Bozkurt Osman ve Şah Zemahşer'' olarak da anılmaktadır. 1993 yılında çıkarmış olduğu "Yan Çizdim" adlı albümü o yılın en çok satanlar listesinde bir numaraya yerleşmiştir. O albümde yer alan ''Mehmedim'' adlı eser olümsüzleşmiş ve hala milyonlar tarafından dinlenmektedir.

 


Genel olarak ülkücülük nedir herkes bilir ama bir de ülkücülüğü Osman Öztunç’tan dinleyelim.


Osman Öztunç : 9 Işık doktrini ilkesinde Milliyetçilikten sonra yer alan Ülkücülük diğer 8 ilkeyi de içinde barındıran ulu bir oluşumdur. İlkelerinde geliştirilebilme özelliği vardır fakat Ülkücülük içine bir şey eklemeyi de içinden bir şey eksiltmeyi de kabul etmez.


Dinin ne? -İslam. Milliyetin ne? -Türk. Bu yıllar önce benim Türkiye Cumhuriyeti kimliği üzerinden Türkiye Cumhuriyetinin ekseri çoğunluğunu ülkücüleştirmekten yargılandığım bir tespitimdi.  Ülkücü olmak yeryüzünün en muhteşem kimliğine sahip olmak demektir. Ülkücülüğün en ihtişamlı belgesi Türkiye cumhuriyeti nüfuz cüzdanıdır çünkü orda esas olan dinin ve milliyetindir. Türkiye'de bu kimliği sadece şuurlu Müslüman Türkler taşımıyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak yetiyor.

 

''Birileri hayal dese de benim davam büyük Turan davasıdır.''

 

Aslında bir halk ozanı, bir sanatçısınız. Bunun yanında bir siyasi duruşunuz var. Siyasi duruşunuzu sanatçı kimliğinizle birleştirip siyaset mi yapıyorsunuz?

 

Osman Öztunç : Bu muazzam sorunuz için çok teşekkür ediyorum. Burada kısa cevaplar vereceğim ancak bu konu binlerce yıllık Türk tarihinde sanata ve sanatçıya verilen değerle; Türkiye Cumhuriyetinin bugünkü sanat ve sanatçı anlayışındaki farklılıklar; bil hassa farklılaştırılmalar asil bir çözüme muhtaç durumdadır.


Biz sanatçılar aşk şarkısı yazıp gönül türküleri söylemeyi biliyoruz. Fakat bazı sanatçılar aşk ve gönül türkülerini fantezi haline getirmiş görünüyor. Ne yazık ki seviyesi yerlerden kalkamayan toplulukla örtüşmüş vaziyetteler. Halbuki, ideolojik dünya görüşü olan ozan ya da sanatçı kısmı hangi ideolojiyi benimsedi ise o minvalde hareket eder ve şartlar ne olursa olsun tavizsizdirler. “Bir bizden - beş sizden” anlayışını sen kabul etsen de karşındaki ideolojik görüşün kabulü değilsin. Neticede, bu davranışınla onu kendi ideolojisinin daha karakterlisi durumuna düşürüyorsun. Çünkü o senden bir şey istemiyor.

 

Sanatçı, ozan, siyaset, ideoloji; yaşadığımız coğrafyanın vazgeçilmezidir. İlerleyen zamanlarda her şey gün yüzüne çıkacaktır ümidiyle konuya dönmek istiyorum.

 


Aslında sorunuzun cevabı, sorduğunuz sorunun kendisidir; ben de “evet” diyorum.  Eğer “halk ozanı” değilse Her halk ozanının bir ideolojisi vardır; ülkücüdür, sosyalisttir, alevidir, sünnidir fark etmez. Çok ilginçtir; düğüncü müzisyenler, bar ve pavyonlarda konuk eğlendiricileri, sesi güzel şarkı - türkü yorumcuları, besteci- güfteci vs. bu ülkede hepsinin bir yeri var. Ancak ideolojisi varmış gibi olanlar da var ki bunlar piyasalaşmış durumdadırlar. Gerçek ideoloji sahibi olanların gelecek bir devrin, değişen bir sistemin kurbanı olma ihtimalleri yüksektir. İşte bu acı gerçek o kurban olanları tarihe yazacaktır, yazmalıdır. Pir Sultan, Şah Hatayi, Kul Himmet, Köroğlu, Dadaloğlu gibi...


Benim Ozanlık geleneğinde adım ZeMahşer’dir. Şah ZeMahşer derler bana. Türk edebiyatına kazandırdığım, çeşitli planlarla elimden alınmaya çalışılmış olan kendime ait nazım şekilleri ile deyişler yazarım, bağlama çalarım, türküler söylerim. Tasavvufu severim ve Ülkücülüğü yaşarım. Neticede bir sanatçıyım, bir ozanım ve bir ideolojim var. Ve bu ideolojimin siyasi temsilcileri var. Benim davam İ‘lâ-yi Kelimetullah davasıdır, birileri hayal dese de benim davam büyük Turan davasıdır.

 

Sizin ülkücülük sevdanızda particilikten çok ülkücülük ön planda. Bu konuda ne söylemek istersiniz?


Osman Öztunç : İçinde İslam ve Türklük anlayışının hâkim olduğu, iman edilmiş bir din teslim olunmuş bir töre var. Bu sebep vatan, millet, din ve devlet sevdalısı her ülkücü için ülkücülük partiler üstüdür. Ancak, ülkücülerin siyasi partisi olan MHP de bu değerler üzerinden kurulmuştur ve korunmaktadır. Ülkücülerin vazgeçilmez siyasi partisi MHP’dir.

 

''Tarihin Türkleri çağırdığı yerdir Suriye.''

 

Başbuğun partisi olan MHP’de meydana gelen bölünmeleri nasıl izah ediyorsunuz?


Osman Öztunç : İzahlıktan ziyade, mizahlık mevzular. Başbuğun kurucusu olduğu MHP var, bu doğru. MHP‘nin koruyucusu olan Türkmen beyi var bu yanlış mı?


 Ülkemizin içinde bulunduğu durumu özellikle Suriye’de yürütülen askeri faaliyetlerimizi nasıl değerlendiriyorsunuz?


Osman Öztunç :  Türkiyemizin güvenlik meselesi ve ''Tarihin Türkleri çağırdığı yerdir Suriye.'' Allah mazlumun ve masumun koruyucusu olan Türklerin, Türk askerinin yar ve yardımcısı olsun.  

 

''Vatanımın yiğit evlatlarını ruh köklerinden beslemeyi tercih ettim.''

 

Türk toplumunda özellikle gençlere vatan sevgisini anlatmanız, aşılamanız ve yaptığınız bestelerle peşinizden sürüklemeniz size ne hissettiriyor?


Osman Öztunç : Sevilmek güzeldir ama sevmek gerçektir. Ben inandığım davanın halk edebiyatı, saz beste ve eser yorumlama kısmındaki hemen hemen bütün türlerini bilir ve gerekli gördüklerimi yazar - icra ederim. Bunun içindir ki halk edebiyatını unutturmamakla beraber çağın gerekliliğine göre de serbest şiir dedikleri şiirimsi yazıları da  (Üsküdar, Birader, Sessiz çığlık gibi..) 27 sene önce uygulamama dâhil etmişimdir. Eserlerimi; milli, tasavvufi, deyiş, protest ya da kısmen dünyevi aşk içerikli hazırlarken;  bizden yüzyıllar önce yaşamış halk ozanlarının türkülerini de seslendirerek güzel vatanımın yiğit evlatlarını ruh köklerinden beslemeyi tercih ettim. Bu evlatlar da gerektiği şekilde önceki yıllarda hakkını verdiler ve gelecek yıllarda da vereceklerdir. Neticede mutluyum.

 

Avrupa’da yaşayan Türk gençlere ülke sevgisini daha çok aşılamak için neler yapılmalıdır?


Osman Öztunç : Avrupa’da yaşayan Türk gençleri bulundukları ülkelerin kültürlerini de göz ardı etmeyip önlerine bakarken arkalarını, yarınlarını gözlerken de dünlerini unutmamalıdır. Bu onlara yeter. Onların dünlerinde ve arkalarında kocaman bir Türk tarihi olduğunu, bugün kendilerinin daha düzenli yaşadıkları ya da yaşamaya çalıştıkları ülkelerde ecdadın gözyaşı ve alın terlerinin oluk oluk döküldüğünü bilmelidirler. Türk Federasyon’a bağlı teşkilatları asla terk etmemeli, öğretilerini ciddiyetle dikkate almalı, din ve dil eğitimlerini tam anlamıyla öğrenerek; milli kimliği önde yazarların kitaplarını okuyarak, Milliyetçi - Ülkücü sanatçıları ve ozanları dinleyerek; kendilerini yetiştirmeli ve şekil almalıdırlar.


SORU: Konser vermek için birçok Avrupa ülkesinde bulundunuz ve oradaki Türk gençliği ile buluştunuz Avrupa’ da doğup büyüyen Türk gençliğini nasıl buluyorsunuz? Onlara tavsiyeleriniz var mı?


Osman Öztunç : Avrupa’da doğup büyüyen Türk gençliğine Avrupa Türkü demek en doğrusudur. Ben genel itibarı ile damarlarında Türk kanı taşıyan her bir evladımızın yüreğindeki merhamete inanıyor, özündeki masumiyete gıpta ediyor ve sözündeki dürüstlüğe güveniyorum.  Biz Türkler; gittiğimiz, kaldığımız, yaşadığımız ülkelere kardeşliği, sevgiyi, barışı, çalışkanlığı, dürüstlüğü götürür, o ülkelerin kanunlarına uygun hareket ederiz. Her dinin mensuplarına saygı duyar müşkül durumlarında yardımcı oluruz. Ancak, Müslümanlardan ve Müslümanlıktan vazgeçmeyiz. Hiç bir milletin kendi örfüne âdetine geleneğine karışmayız. Tercih ettikleri şekilde yaşamalarını isteriz. Fakat kendi milletimizi baş tacı eder, arkadaşlık ve dostluk var ise komşuluk ilişkilerimizi güçlü tutar iyi gününde olduğu gibi kötü gününde de yanında oluruz. Kısacası, Avrupa Türk gençliğinde bu hasletler fazlasıyla vardır diyorum. Saygılarımı, selamlarımı sunuyor büyüklerimin ellerinden küçüklerimiz gözlerinden öpüyorum. 

 

Röportaj: Savaş Büyük Tipi