Ethem Emre: 40 yıllık iş hayatımda ilklere imza attım, yeni iş sahaları açtım

Hollanda’da, alanında göçmen kökenli ilk kaza uzmanı olan, Hollanda Türkiye Ticaret Odası Derneği (HTTO) nin ve Inter Talenten Stichting Vakfı’nın (SIT) kurucusu Ethem Emre konuğumuz...


  • Kayıt: 05.08.2021 10:42:39 Güncelleme: 05.08.2021 10:54:31

Ethem Emre: 40 yıllık iş hayatımda ilklere imza attım, 

yeni iş sahaları açtım

Röportaj: Ebubekir TURGUT

Hollanda’da, alanında göçmen kökenli ilk kaza uzmanı olan, Hollanda Türkiye Ticaret Odası Derneği (HTTO) nin ve Inter Talenten Stichting Vakfı’nın (SIT) kurucusu Ethem Emre konuğumuz.

Ethem Emre Kimdir, kısaca okurlarımıza kendinizi tanıtır mısınız?

Ethem Emre, 1974 yılında aile birleşimi çerçevesinde Hollanda’ya geldi. İlkokul eğitimi sonrası teknik alanda eğitim gördü. 1981 yılı itibari ile iş hayatına başladığı hizmet sektöründe faaliyetlerini sürdürmektedir. İkinci nesil olarak birikim ve tecrübelerini kendinden sonraki nesle aktarmak için farklı yol ve yöntemler uygulamakta. Kaza Uzmanı olarak hizmet vermekte olan Emre, Hollanda Türkiye Ticaret Odası Derneği (HTTO) nin kurucusu ve Başkanlığını üstlenmiş ayrıca Inter Talenten Stichting Vakfı’nın (SIT) kurucusudur.

Kaza uzmanlığı alanında hizmet veren ilk firmasınız. Kaza uzmanlığı serüvenine nasıl başladınız? Neden bu alana girmeye karar verdiniz?

1982’den beri kaza hukuku ve uzmanlığı alanında çalışıyoruz hizmet vermekteyiz. İnsanlarımızın yurt dışında, özellikle Türkiye’de yapmış oldukları kazalar sonrasında çok mağdur olduklarına şahit oldum. Ve bu sorunların çözümüne dönük belli eğitimler aldım, uzmanlaştık. Şimdilerde de Hollanda’nın 5 büyük kentinde (Rotterdam, Den Haag, Amsterdam, Utrecht, Arnhem) hizmet veren bürolarımızla hizmeti insanlarımızın ayağına kadar götürmüş olduk. Oğlum Onur Emre bu alanda ihtisas yapmış bir avukat olarak görev yapmaktadır. Kurum içi 25 kişiden oluşan çalışanımız ile kaza uzmanlığı alanında hizmet vermekteyiz.

Kazazedelerin ne tür hakları var?

Kişinin tazminat hak etmesi için belirtileri olması yetmiyor, tedavi sürecini de başlatması gerekiyor. İş kaybı olabilir, evde düzeni bozulabilir, acı parası var, kendi işyerinde pozisyonunu kaybeder. Tazminatı hak etmek için de belli prosedürlere uymak gerekiyor. Hiçbir sigorta şirketi gelip de kaza sonrası size ‘haklarınız budur’ demez. Kişi kendi hakkını talep ederse sigorta şirketleri devreye giriyor.

Ethem Bey, birçok alanda hizmet yürütüyorsunuz. Bunlardan biri de İnterfocus şirketi. Burada ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Burada ‘reintegratieproces’ dediğimiz süreç var. Kişi kendi mesleğine dönemeyecekse, oluşan bir kazadan dolayı, o zaman sigortanın bir sorumluluğu var. Bu kişiye yeni bir meslek edindirip, yeni iş bulma imkanı sağlanması lazım. Sigorta sadece ‘al sana parayı, yolun açık olsun’ demiyor tabi. Ancak mevzubahis kişi de bunu istemeli ve benimsemeli. Kimseyi tabi zorlayamaz sigorta şirketi, ama kişi kendi geleceği için, önünde uzun bi iş hayatı varsa ve eski mesleğine dönemeyecekse, İnterfocus burada devreye giriyor. Bu tür mağdurların tekrar aktif bi şekilde çalışmalarını, kapasitelerine göre temin ediyor.

HOLLANDA, SON 20 YILDA TÜRKİYE’DE EN ÇOK YATIRIM YAPAN ÜLKE KONUMUNDA

Başkanlığını yaptığınız Hollanda Türk Ticaret Odası Derneği hakkında neler söylemek istersiniz?

Geçmişte İstanbul’da da farklı alanlarda hizmetlerimiz olduğu için ticaret trafiğini de takip etme durumum oldu. Hollanda ve Türkiye arasında iyi bir ticari ilişki var. Hollanda, son 20 yılda Türkiye’de en çok yatırım yapan ülke konumunda. Bu ikili ilişkilerde sıkıntılar yaşandığına şahit oldum. Girişimcilerin bazen hizmet almada zorlandıklarını, yanlışlıklar yüzünden mağdur olduklarını gördüm. Bundan dolayı da 10 yıl önce bu sıkıntıların giderilmesine dönük ve ikili ilişkileri daha verimli, sağlıklı bir hale getirmek, ticaret ağının daha kolay işlemesi için böyle bir adım attık ve Hollanda Türk Ticaret Odası Derneğini kurduk. Sadece Hollandalı girişimcilerin değil Türk girişimcilerin de haklarını korumak, onların taleplerini takip etmek ve onların da mağduriyetlerini gidermek için yola çıktık.

Her iki grubun da gerektiğinde hem Türkiye’ye hem de Hollanda’ya yatırımlarını artırmak, yerleşim işlerini halletmek ve kendi dilinde ve kültüründe hizmet etmek istedik. Çünkü her insan gittiği yabancı bir ülkede kendi diliyle hizmet alacak kaynaklar arar.

ŞU ANA KADAR ÇOK GÜZEL TEPKİLER VE TALEPLER ALIYORUZ. İSTANBUL’DA DA OFİSİMİZİ KURDUK. 

Türkiye’deki ekibimiz Hollanda dili ve kültürünü bilen arkadaşlarımızdan oluştu. Hollanda’dan Türkiye’ye giden firmaların gelişimi için çaba harcıyor ve işlerini oradan takip ediyoruz. Desteğimiz kesilmiyor. Alacakları hizmetleri koordine ediyoruz. İlişki içerisinde olduğu firmaların güvenilir olmasına kadar ön araştırma yapılıyor. İş yapacak olan firmaları önceden hazırlıyoruz, eksikleri varsa tamamlıyoruz, tavsiyelerle yola çıkarıyoruz. Bu hizmetlerin benzerini de, Türk firmaları için Hollanda’da yapmaktayız.

HEDEFİMİZ, HOLLANDA’DA BİR TÜRK TİCARET MERKEZİ’NİN KURULMASI

Bir nevi bir köprü oluşturduk. Türkiye’de iş yapmak için bize başvuran sayısız gencimiz var, onlara da rehberlik hizmeti veriyoruz. İstanbul Ticaret Üniversitesi ile yeni bir protokol imzaladık. Amaç, buradaki üniversiteler ile işbirliği yapmak ve geliştirmek. Türkiye’deki pek çok Ticaret Odalarıyla ilişkimiz ve işbirliği anlaşmalarımız var. Türkiye’nin her yeriyle olan ciddi bir ilişkimiz var. Oradan gelen Hollanda’ya dönük talepleri nasıl değerlendiririz diye çalışma ve proje üretiyoruz. Hedefimiz, Hollanda’da bir Türk Ticaret Merkezi’nin kurulması. Bu uzun vadeli bir hedef olsa da, bu tür çalışmalar çok kısa zamanda bizleri bu hedefe ulaştıracaktır.

Kâr amacı olmayan bir kuruluşuz. Ülkemize katkı sağlayalım, ihracatçımıza yol gösterelim düşüncesiyle başladık. Her geçen gün gelişiyor. İhtiyaç olduğunu daha iyi görüyoruz. Hollanda’da buna benzer 60 kadar kuruluş var hepsiyle de işbirliği içinde temas hâlindeyiz. Profesyonel anlamda hizmet yürütülüyor. Yönetim kurulumuzda kendi alanlarında uzman dört Hollandalı arkadaşımız var. Ülkemize katkı sağlıyoruz, bundan da mutluluk duyuyoruz.

TÜRKİYE’DE YAŞADIĞI HUKUK, EMLAK, VERGİ, SOSYAL GÜVENLİK VE DİĞER HUKUKİ SORUNLARINA “TEK MERKEZDEN ÇÖZÜM”

Bünyenizde Türk Hukuku Avukatı Enes Etlik de hizmet veriyor? O alandaki çalışmalardan memnun musunuz?

Vatandaşlarımızın Türkiye’ye gitmesine gerek kalmadan, hukuk danışmanlığı ve avukatlık hizmeti alabileceği bir Türk Hukuku Avukatlık Ofisi. Başında Türk Hukuku Avukatı Enes Etlik var. Vatandaşlarımız her ne kadar yurtdışında yaşasa da, vatandaşlık hukuku gereği halen Türk yasalarına tabidirler. Fakat bu zamana kadar bütün işlemler için Türkiye’ye gidilmesi gerekiyordu veyahut aileden birine vekalet veriliyordu. Bu işlemlerden dolayı sıklıkla mağduriyetlerin yaşandığını biliyoruz. Büro olarak amacımız, Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarının, Türkiye’de yaşadığı hukuk, emlak, vergi, sosyal güvenlik ve diğer hukuki sorunlarına “tek merkezden çözüm” üretmek amacıyla hizmet vermektir.

Malumunuz tatil sezonu başlamak üzere. Araba ile tatile gidecek olan vatandaşlarımıza ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Trafik kazalarında araç içerisindekileri koruyucu özel bir sigorta var. Kaza durumunda haklı ve haksız olma durumu da var. “Inzittend Verzekeringen/Yolcu Sigortası” denilen sigorta, yurt dışında bile araç içindekilerin tamamını sigorta kapsamı alanı içine alıyor. Bundan dolayı bu sigorta çok gerekli ve faydalıdır. Zorunlu bir sigorta olmadığı için temel paket içerisinde yer almaz. Sigortalı olan kişi kendi bu seçeneği istemeli.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Neslimizin ülkemizle olan bağları gittikçe kopuyor eğer bunu sosyal ve ekonomi anlamında yatırım yaparak güçlendirmezsek bu bağ tamamen bitecek. Gençlerimizin ülkemizi bir tatil ülkesi olarak değil, orayla hem sosyal hem de ekonomik bir bağ kurmaları için projeler üretmek lazım. Babalarının mirasını değerlendirmeleri için çocuklara bu alanda yol açmak gerek. Ülkesiyle ticari bağı olmayan biri, Türkiye yerine tatil için başka bir ülkeyi de rahatlıkla seçebilir. Bu nedenle bağlar zayıflar. Şimdilerde cenazelerin buraya defnedilmesi konuşuluyor. Bir-iki nesil sonra neslimizin ülkemizle bir bağı kalmaması muhtemel. Gelecek nesil bizim kadar bu meseleyi umursamayacak. Kendi hâllerine bırakırsak, yok olmakla karşı karşıya kalacaklar. Bu alana biraz kafa yormak lazım. Emek verirsek, uğraşırsak bir şeyleri kurtarabiliriz. Devletimize de burada görev düşüyor. Bu bağın hep güçlü kalması için devletimizin Avrupa’daki insanımızın sadece gerektiğinde değil hep yanında olmasını istiyoruz.