Seni Anlıyorum


  • Kayıt: 03.08.2020 19:00:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:09:21

Seni Anlıyorum

 

Herkesin bir hikâyesi vardır. Kimisi hikâyelere ihtiyaç duymuyor belkide. Bilmiyorum. Bir teselliye, bir de "ben seni anlıyorum" a ihtiyac duyarak yaşamıyor muyuz? Bunu kimselere çaktırmasak bile.Ben burada öğlece duruyorum, sense hayatla beraber akıp gidiyorsun diyor Kafka küçük kız ve oyuncak bebeğin güzel hikayesinde.Tüm bunlara rağmen olmazsa da eğer, olursa çok güzel olacak olan. Olmazsa da eğer, uzun zaman önce kötü bir yazarın yazdığı kötü dizelerle bağlarsınız mevzuyu.Yolculuk bu yüzden, bu yüzden uzaklar ve öyle görünse de, öyle değil!!! Genellikle karşınızdaki kişi beş on dakika durmadan konuştuktan sonra (ki siz o esnada kiranızı, su faturanızı filan nasıl ödeyeceğinizi düşünmektesinizdir) söylenebilecek ve yenilecek en kolay yalandır seni anlıyorum.Karşıtıysa (Acı) Sitem ettin yine diyeceksin. Dertten dostum... Demiştim ya hani uzun bir iç döküş, hepsinden bahsedecek değilim şimdi. Bize görünen yollar nereye gidiyor?  Yine de filmler izliyor, kitaplar okuyor üçüncü sayfa haberlerinde yazgısını paylaştığımız başka insanların hayatlarını okuyoruz. Neyse biz Kafka'ya dönelim....

 

Hikâyeye göre günün birinde Franz Kafka, olağan yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış. Kız ağlıyormuş. Oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu onu oldukça üzmüş.Kafka bebeği onun yerine aramayı önermiş ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşmişler. Bebeği bulamaması üzerine Kafka küçük kıza bebeğin ağzından bir mektup yazmış ve buluştuklarında kendisine okumuş:

 

 

“Lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.” Bu birçok mektubun ilkiymiş. Kafka küçük kızla her buluştuğunda sevgili oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş. Küçük kız da bu şekilde avunurmuş.


Derken gün gelmiş, görüşmelerin artık sonu gelmiş. Kafka son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş. Küçük kız, aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış. Bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş: “yolculuğum beni çok değiştirdi.”

 

Uzun yıllar sonra, artık bir yetişkin olmuş olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir mektup bulur. Kısaca şöyle yazmaktadır: “Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek.”


Atalay Kızılay