Var olan toplumsal sorunlarımıza karşı nasıl bir çalışma yapılmalı?


  • Kayıt: 06.11.2021 20:24:02 Güncelleme: 06.11.2021 20:24:02

Var olan toplumsal sorunlarımıza karşı nasıl bir çalışma yapılmalı?

Nejat MUSTAFA

Var olan sorunu ilk önce tespit etmek ve o var olan sorunun ne olduğunu bilerek çözüm üretmek gerekir. Ancak gerekli olan araştırmayı yapabilmek bireyler için, bir yönetim erkanı ve yönetimdeki insanlar için oldukça zordur.

Başımızı Deve Kuşu misali Kuma gömüyoruz!

Genelde hasta olduğumuzu ret eder, doktora gitmemek için türlü bahaneler üretiriz. Tabii inadımızla galip geldiğimiz hastalık, çoktan ilerlemiş ve tedavisi mümkün olmayan bir hal almıştır. İşte o zaman başını taşlara vursan da kar etmez.

Aslında bu günlerde hepimiz “Devekuşu sendromu “yaşıyoruz.

Teşhis ( Diagnose ) çözümün yarısıdır

Evet yapılan araştırma ve muayeneden sonra, artık sorun, problem ve var olan rahatsızlık belli olmuştur. Hastalığın çözümü ve tedavisi için arayışlar, denemeler ve tedavi metotları başlamıştır.

Yol alınan yoldur. Gelecekte yeni umutlar ve yeniden yapılanma gereklidir

Son günlerde Gelderland Eyaleti’ndeki bir Cami'de, camii ziyaretlerinde gözle görülür bir düşüşten şikâyet ediyordu bir camii başkanı!

Tabi ki bütün değerli zamanlarını camii yönetimine ve faaliyetlerine ayıran öncelikle "Hak" için ve ibadetlerini yerine getirmek isteyen halk için canla ve başla çalışan yöneticiler hizmetlerinde başarılı olmak istiyorlar.

Sorun nedir o zaman?

Aslında var olan sorunlar birden fazla

İlk önce Korona ile birlikte yapılan ibadetler ve camii ziyaret sayısında gözle görülür bir azalma izlendi. Bu düşüş bazı günlerde ve dönemlerde yüzde 25 ‘den, yüzde 50 ‘ye kadar varmakta. Var olan Korona pandemisi sona ermeden 2 yıl öncesine geri dönmek zor. Belki de geçmişe dönmek için en az bir 3 yıl gerekli olacak.

Bir diğer önemli sorun ise:

Camiler, son yıllarda, toplumun öncüsü ve genel çatısı olmakta bir hayli zorluklar çekmekteler. Camii yöneticilerinden bazıları belirli “ bir siyasi partinin temsilcileri gibi davranış, söylev ve sosyal paylaşım içinde olmaktalar,

Siyasileşen inanç, İslam, camiler ve onların hizmetlileri Türk toplumunun belirli bir kesiminin camilerden uzak kalmalarına sebebiyet vermekte,

Bu konuda var olan sorunlar ne konuşuluyor ne de paylaşılıyor!

Biz neden daha iyisini yapamıyoruz? Diyerek, atılması gereken ilk adımın atılmaması, öz eleştiri ( feedback ) verecek kurumların yönetimini gözlemek mümkün değil. Bu zamanda kurumlar, yönetimler ve "Türk Toplumu Sivil Örgütleri'nin, verimli olabilmeleri için ortak akıl ve ortak çalışmaya açık olmaları gerekiyor.

Gel hep birlikte konuşalım diyen, cesaretli ve medeni yönetici gerekli!

Hep aynı fikirden, seni onaylayan yandaş, dindaş ve siyasi ayağı olanlar ile bir masaya oturmak sadece suçlu arama ve sorunu bulamama yoluna iter.

Toplum içinde kendine mensup grubumuzda diyalog ( intern-dialoog ) Onun için, bizim ve sizin gibi düşünmeyen, dışarıdan olanlarla sorunu değerlendirmek, bilinmeyen soruna bilenen çözümler getirecektir. Benimde kesin ( Absoluut ) doğruculuğum tartışılır.

Aslında ben bir başlangıç, öncülük yapmak istedim. Benimde kesin bir doğruculuğum da yoktur. Gelin, cesaret edebiliyorsak, gelecekte nasıl bir inanç toplum çalışması olmalıdır diye düşünelim?

Ve şunu iyiden iyiye aklımızın bir kenarına kazıyalım. Toplumun belirli bir kısmını kucaklamadan, gelecekte camii ziyaretlerimizi artırmak mümkün olmayacaktır.

Kabul etmek en güzel barışçıl çözümdür!

Toplumun her kesiminden farklı düşünce, inanç ve yaşam biçimlerinin olacağını kabul ederek, bizlerin birden fazla inanç farkı, şekli ve uygulamalarının var olduğunu bilerek, barışçıl ruh halimizle yaşamak ne güzel bir Allah vergisidir.

Hollanda’da kalıcı ve uyumlu bir Türk Müslüman Göçmen toplumu inanç ve geleceği iki farklı toplumda rolümüz ne olmalıdır? Gelin hep birlikte “Araştıralım “

Yüce Rabbimin sevgi, barış, selam ve rahmeti üzerinize olsun.