Hollanda, sokak köpeklerinin olmadığı ilk ülke olma unvanını insancıl ve yenilikçi yaklaşımlarıyla kazandı...
Hollanda, Sokak Köpekleri Sorununu İnsancıl Yöntemlerle Çözdü
Hollanda, sokak köpeklerinin olmadığı ilk ülke olma unvanını insancıl ve yenilikçi yaklaşımlarıyla kazandı. 19. yüzyılın başlarında büyük bir köpek nüfusuna sahip olan ülke, kuduz salgınları ve köpek vergisi gibi sorunlarla baş etmeye çalışırken, sokaklarda başıboş köpeklerin sayısı hızla arttı.
Hollanda hükümeti ve sivil toplum kuruluşları, bu sorunu çözmek için birçok önlem aldı. 1886'da hayvan istismarı suç sayıldı, 1912'de ise yük taşıma amacıyla kullanılan köpeklerin refahını artırmayı amaçlayan dernekler kuruldu. Bu dernekler, köpeklerin yaşam koşullarını iyileştirmek için yoğun çaba sarf etti ve 1962'de çeki köpeklerinin tamamen ortadan kaldırılması hedefine ulaştı. Ardından, zincirle bağlı köpeklerin durumunu iyileştirme çalışmaları başlatıldı.
Hayvan hakları konusunda yapılan yasal düzenlemeler de bu sürece büyük katkı sağladı. 1962'de yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu ve 20. yüzyılın sonunda kabul edilen Hayvan Sağlığı ve Refahı Yasası, hayvan istismarını ve uygunsuz bakımı ağır cezalara tabi tuttu.
Belediyeler, barınaklardan hayvan sahiplenmeyi teşvik etmek amacıyla satın alınan köpeklere yüksek vergiler uyguladı. CNVR (Topla, Kısırlaştır, Aşıla ve Geri Bırak) programı ile kısırlaştırma, aşılama ve diğer veterinerlik hizmetleri ücretsiz olarak sunuldu. Devlet tarafından finanse edilen bu program, sokak köpeklerinin nüfusunu kontrol altına aldı ve sorunu toplu ötanaziye başvurmadan çözmeyi başardı.
Bugün, Hollanda'da sokak köpekleri yok denecek kadar az ve Hollandalıların yüzde 90'ı köpeklerini ailelerinin bir üyesi olarak görüyor. Bu başarı, Hollanda'nın hayvan refahı konusundaki kararlı ve insancıl yaklaşımının bir sonucu olarak dikkat çekiyor.