Hollanda’da göçmen kökenli bireylerin toplumsal entegrasyonu ve uyumu sık sık siyasetin gündemine taşınıyor. Ancak bu kez, göçmenlerin dini ve kültürel değerlerinin devlet tarafından özel olarak incelenmesini talep eden bir teklif, ülkedeki ayrımcılık tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Hollanda Parlamentosu’nda milletvekili Becker tarafından sunulan bu teklif, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 bütçe görüşmeleri sırasında gündeme geldi ve yoğun tepkilere yol açtı.
Teklifin temel amacı, göçmen kökenli bireylerin topluma entegrasyon süreçlerini daha yakından anlamak ve sorunları tespit ederek çözüm üretmek olarak açıklandı. Bu kapsamda, Hollanda İstatistik Ofisi (CBS) ve Hollanda Sosyal Araştırmalar Merkezi (SCP) gibi kurumların, göçmenlerin dini ve kültürel değerleri üzerine kapsamlı araştırmalar yapması öngörülüyor. Ancak bu veriler üzerinden oluşturulacak politikaların toplumsal dışlanmayı artıracağı endişesi büyüyor.
Topluma Katılım mı, Ayrıştırma mı?
Denk Amsterdam Belediye Meclis Üyesi Süleyman Koyuncu, bu öneriye sert tepki göstererek, “Yine bir meclis oylaması, yine bir hüsran… Göçmen kökenli Hollandalıların fişlenmesine yeşil ışık yakıldı,” ifadelerini kullandı. Koyuncu, teklifin göçmen kökenli bireylerin kimliklerine yönelik bir tehdit oluşturduğunu ve “Sen bizden değilsin ve asla olamazsın” mesajı verdiğini belirtti.
Bu tür bir politikanın entegrasyon yerine ayrımcılığı körüklediğini dile getiren Koyuncu, toplumda kutuplaşmayı derinleştirdiğine dikkat çekti. “Ayrımcılığa dayalı politikalar, toplumsal uyumu yok eder ve sosyal barışı zedeler. Göçmen kökenli bireyler daha fazla dışlanarak, toplumun bir parçası olmaktan uzaklaştırılır,” dedi.
Teklifin Getirdiği Riskler
Teklifin uygulanması durumunda göçmen kökenli bireylerin özel hayatlarının ve kimliklerinin sürekli bir inceleme altında tutulacağı kaygısı büyüyor. Din ve kültür gibi son derece kişisel ve hassas alanların, yalnızca belirli bir kesim üzerinden araştırılması, bu gruplara yönelik ayrımcılığı meşrulaştırabilir. Bu durum, göçmenlerin topluma uyum sağlamasını kolaylaştırmak yerine, onları daha fazla dışlanma riskiyle karşı karşıya bırakabilir.
Daha Kapsayıcı Politikalar Şart
Hollanda gibi çokkültürlü bir ülkede, toplumun tüm kesimlerine eşit davranılması ve kapsayıcı politikalar benimsenmesi hayati önem taşıyor. Süleyman Koyuncu’nun da vurguladığı gibi, sosyal uyum ancak herkesin kendisini eşit ve değerli hissettiği bir ortamda mümkün olabilir. Bunun için göçmen kökenli bireyleri ötekileştiren değil, onları kucaklayan ve toplumun bir parçası olarak gören politikalara ihtiyaç var.
Göçmen kökenli bireylerin bu teklife nasıl tepki vereceği ve toplumdaki tartışmaların ne yöne evrileceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak şimdiden görünen o ki, bu teklif Hollanda’daki göçmenler için yeni bir ayrımcılık dalgasının fitilini ateşleyebilir. Eğer toplumsal uyum ve barış isteniyorsa, bu tür ayrımcı politikaların bir an önce terk edilmesi gerekiyor.