Hollanda’da var olan ayrımcılık, ötekileştirme ve iş pazarında, yerel, bölgesel ve ulusal yönetimlerde hak edilen mevki ve makamlara sahip olma mücadelemiz, Hollanda’daki 60 yıllık varlığımızla eşdeğerdir.
Bireysel, örgütsel ve yerel yönetimlerdeki temsil görevim boyunca, her zaman var olan olanaklardan hak edilen payı almayı savundum. 2000’li yıllarda yürüttüğüm çalışmalarımda ve görevlerimde, bireysel katkılarımı ve temsili rollerimi gücümün yettiği ve bilgimin erişebildiği ölçüde hizmet anlayışıyla sürdürdüm.
Yıllar sonra, Türk toplumunun Hollanda’daki iş ve istihdam alanında gösterdiği artış ve ilerleme sayesinde, sağlık sektöründe de Hollandalı emsallerimize göre iki adım öne geçtiğimizi görmek mutluluk verici. Her ne kadar var olan dengeleri koruma çabası ve kıskançlık gibi sorunlarla karşılaşsak da, iş pazarındaki gerçeklik beni huzurlu kılıyor.
Hollanda’daki iş gücü açığı, 2024 yılının son çeyreğinde (Ekim, Kasım ve Aralık) 112 bin yeni iş ilanıyla artarak toplamda 404 bin doldurulamayan pozisyona ulaştı. Son 10 yılda açılan yeni istihdam ilanları 1 milyon 700 bini bulmuş durumda. Bugün her 100 iş arayana 108 iş ilanı düşüyor. Göçmenler ve Türk toplumu açısından, işsizlik oranının %35’lerden %5’e kadar düşmesi büyük bir başarıdır.
Son aylarda genel işsizlik oranı %3,7’ye gerilemiş durumda ve Hollanda’da toplam 370 bin işsiz var. Ancak ülkede, 15-75 yaş arasındaki 3 milyon 600 bin kişi çeşitli nedenlerle çalışmıyor veya çalışmak istemiyor. Çalışabilir durumda olanları meslek edindirme kursları (ombijscholing) ile iş hayatına katmak mümkün. Ancak sosyal güvenlik sisteminde köklü reformlar yapılmadan bu tabloyu değiştirmek kolay görünmüyor.
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNDE REFORMLAR GEREKLİ
Gelecekte sosyal güvenlik ödeneklerini sürdürülebilir kılmak için, sistemin baştan aşağıya gözden geçirilmesi ve köklü reformlar yapılması gerekiyor. Bunun için güçlü hükümetler ve yerel yönetimlerin etkin adımları şart. Alışkanlık ve sistemin içindeki çözümsüzlükleri ortadan kaldırarak, iş pazarına yeni bireyler kazandırmak zor bir süreç olacak.
SAĞLIK SEKTÖRÜNDE BÜYÜK AÇIKLAR
Hollanda sağlık sektörü, 2025 yılında 125 milyar euro ile ülkenin en büyük bütçesine sahip sektör olacak. Hepimizi yakından ilgilendiren bu alanda, ne yazık ki geçmişte sağlık sektörüne kalifiye eleman (bekwaam en bevoegd) yetiştiremediğimiz için yeterince temsil edilemedik. Bunun yanı sıra, sosyal ilişkilerimizdeki (aile, komşu, arkadaş çevresi) eksiklikler ve var olan ayrımcılık, önyargılar (vooroordelen) iş ve istihdamdaki önümüzdeki en büyük engellerden biri oldu.
Bugün ise sağlık sektöründe hala 65 bin açık pozisyon bulunuyor ve bu açığın 2034 yılında 300 bine ulaşması bekleniyor. Geçen 10 yılda sağlık sektöründe iş ilanlarının ve istihdamın artışı Türk toplumu için önemli bir fırsat yaratıyor.
KRİMİNAL OLAYLARDA DÜŞÜŞ
Hollanda’daki geleneksel göçmen topluluklarda, özellikle Türk ve Faslılar arasında, suç oranlarında son 10 yılda %50’yi aşan bir düşüş yaşandı. Hollandalı emsalleriyle kıyaslandığında, Faslı Müslüman göçmenler arasında suç oranı hala daha yüksek olsa da, genel tablo olumlu yönde değişiyor. Sosyo-ekonomik ve kültürel alandaki iyileşmeler, gelecekteki pozisyonumuz için büyük önem taşıyor.
GELECEĞE YATIRIM VE EKONOMİDE PAY ALMAK
Var olan çözümsüzlük politikalarına rağmen, yeni Hollanda dinamikleri ile geleceğe yatırım yapmak, eğitimde ilerlemek ve iş piyasasında yer almak Türk toplumunun zenginlikten aldığı payı artıracaktır. Hollanda’nın gayrisafi milli hasılası (GSMH) olan 1 trilyon 200 milyar eurodan daha fazla pay alabilmek için bu alanlarda güçlü adımlar atılmalıdır.
“HASTA OLMAMAK TEDAVİ OLMAKTAN DAHA İYİDİR.”
“Voorkomen is beter dan genezen.”
Saygı ve sevgilerimle,