Son dönemde Hollanda’da yaşayan göçmenlerin geçimsizlikleri, fakirlikleri, çaresizlikleri ve mutsuzlukları üzerine çok yazıp çizdik. Geçen gün radyoda bir haber dinlerken Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün yaptırdığı bir araştırmaya göre, “mutluluk” sıralamasında Hollanda 5. sırada yer alıyor. İlk üçte ise Avusturya, İsveç ve Kanada bulunmakta.
OECD tarafından değerlendirilen endekste; gelir, konut, güvenlik, çalışma ile özel yaşam dengesi gibi kriterler dikkate alınmış. Her geçen gün artan milli gelir (GSYH)’e rağmen, insanları mutsuz eden göç, mülteci akımı ve Rusya–Ukrayna savaşı gibi unsurlar da göz ardı edilemiyor.
Hayvanlar da Mutlu
Dün yemekten sonra hava güzeldi, bisikletime atlayıp yaklaşık 5 kilometrelik bir “mutluluk araştırmasına” çıktım. Dikkatimi en çok çeken şey; Hollandalı köylülerin üreterek zengin ve rahat bir yaşam sürdürdükleriydi. Bir diğer önemli gözlemim ise; hayvanların, özellikle inek ve atların özgür, rahat ve mutlu olduklarıydı. İnsanı mutlu ve huzurlu olan bir ülkenin, hayvanlarının da mutlu olduğunu düşündüm.
Hollanda’da yaşayan ve artık bu toplumun bir parçası olan 500 bin Türk, hemen her sektörde temsil edilen önemli bir göçmen grubu haline geldi.
Hollanda’daki Göçmenler
Türkiye’den Hollanda’ya yerleşen göçmenlerin, Hollandalılarla eşdeğer seviyede mutlu olduklarını söylemek pek kolay değil. Suya ve huya uymayan bir topluluk olarak Türk göçmenlerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve uyum sorunları var. Avrupa’da yaşanan sosyal ve ekonomik krizle birlikte mutsuzluğun son yıllarda arttığını söyleyebiliriz. Yaşamdan memnuniyet ve geleceğe umutla bakabilme olgusu açısından Türk göçmenler ile Hollandalılar arasında farklar olduğu açık. Bu konu, bir doktora tezine bile konu olabilir. Ne dersiniz?
Mutluluk Kriterleri
Bizde mutluluk kriterlerini AB ülkeleriyle kıyaslamak oldukça zor. Varlık içinde yaşamayan ve daha iyisini görmeyen milyonlarca insan, sahip olduklarıyla yetinip şükrederek memnuniyetini “mutluluk” olarak tanımlıyor. Buna ilaveten, şükür anlayışıyla isyanı yasaklayan dini, ahlaki eğitim ve feodal-ataerkil aile yapısı da bu algıyı pekiştiriyor.
Bastırılan Duygular ve Mutsuzluklar
Kimi zaman birey kendini mutlu hissetse de, bazen sahip olunan zenginlik veya yiyip içmek mutluluk zannedilir. Sosyal yaşamdan kopuk ve toplumsal katılımı gerçekleştiremeyen toplumlarda, mutsuzluk birikir ve kentlerde gözle görülür hale gelir.
Boşanma ve Mutsuzluk
Boşanmanın genelde mutsuzluk, uyumsuzluk ve fakirlikten kaynaklandığını düşünürüz. Ekonomik bağımsızlığı olan bireyin kendi ayakları üzerinde durarak yalnız yaşaması daha kolaydır. Ancak örneğin, muhafazakâr yapısıyla tanınan Nevşehir, Türkiye genelinde boşanma oranlarında 4. sırada. Bu da gösteriyor ki kapalı yaşamak, üretmeden tüketmek ya da sadece inançlı olmak insanı mutlu etmeye yetmeyebilir.
Mutlu Olma Sanatı
Bunun bir kursu var mı, bilinmez. Ama nasıl mutlu olunur sorusu üzerine düşünmek gerekir. Aile, mahalle, şehir ve ülke düzeyinde, sağlıklı ve güvenli bir yaşam ortamı – “Toekomstzekerheid” ve “Veiligheid” – mutluluk için önemlidir.
Hazır bir reçetem yok ama öğrenmek ve denemek gerektiğine inanıyorum. Zaman ve mekân gözetmeksizin mutlu olmaya çalışmalı, en azından mutlu olmayı denemeliyiz. Bu sabah yazarak sizlerle mutlu olabilmeyi denedim. Hepinize mutluluklarla dolu selamlarımı gönderiyorum.