Hollanda’da Yaşayan Türk Toplumunun Dijital Fakirlik Sorunu


  • Kayıt: 28.04.2025 08:38:48 Güncelleme: 28.04.2025 08:39:30

Hollanda’da Yaşayan Türk Toplumunun Dijital Fakirlik Sorunu

Nejat Sucu

Zenginlik içinde fakirce bir yaşam mı var Hollanda’da? Bilinmez ama var derken, fakirlik içinde yaşayan dar gelirli ilk nesil varken, gençler bol, lüks ve refah içinde bir yaşamı kendi kültürleri hâline getirdiler. Yaşamda fakirlik vardır.

Saçını ayağına yorgan eden o analar unutulmuşa benziyor. Yemeğe, eğlenceye, çocukların ve evlerin giderleri için çok kazanan ve çok euro harcayan bir nesil yetişti. Yeni nesil darlık, yokluk, kıtlık, savaşlar ve fakirlik görmedi.

Türk toplumunda kriz, fakirlik, yokluk ve yoksulluğun olmadığı bir Kuzey Avrupa Türk toplumu oluşmuş gibi. Hollanda ve Almanya’da çeşitli camilerin, mescitlerin ve inanç gruplarının düzenlemiş oldukları kermeslerde, braderilerde ve kültür günlerinde ziyaretçilerin harcadıkları eurolar geçen yıllara göre 3 kat artmışa benziyor.

Bu arada tüm gıda tüketim mutfağında yüzde yüzlere varan artışlar gözlemlendi.

Aslında var olan sosyal, kültürel, iktisadi ve siyasi çıkmazın içinde söylenebilecek tek söz: “Yerküremizde biri yerken, bir diğeri bakmakta.”

Bir de soruyoruz: Neden bu savaşlar ve bölünmüşlük kavgaları?

Geçici Enerji Destek Fonu ve İnternet Fakirliği (Digibeten)

Türk toplumunun belirli bir kısmı, bilgisayar ve internet kullanımı konusunda yeterli donanıma sahip değil (Digibeten). Oğlum, kızım, torunlarım gelecek derken, fonda ayrılan bütçenin bitmesiyle geç başvuran hak sahipleri yardımı alamamaktalar.

21 Nisan 2025 tarihinde Hollanda hükümetinin Geçici Enerji Fonu için ayırmış olduğu 59 milyon euroluk bütçeye başvuru: www.noodfondsenergie.nl (aanvraag doen). Hollanda Koalisyon Kabinesi, Acil Enerji Fonu / Tijdelijke Fonds Energie / TNE için €56,3 milyonluk bir bütçe ayırmış bulunmakta. İnternet üzerinden başvuru yapabilir ve hakkınız olup olmadığını kontrol edebilirsiniz (situatie check).

Bu Hafta Nisan

Fakirlik, yokluk ve yoksulluk edebiyatına yeni terimler eklendi.

Hollanda’da korona ile başlayan 1,5 metre toplumsal yaşamla (1,5 meter samenleving) artan enflasyon ve devalüasyonun yanında yeni terimler doğdu: enerji fakirliği (energiearmoede), gıda fakirliği (voedselarmoede) ve var olan su fakirliği (waterarmoede).

Tabii ki, sosyal yalnızlığın getirdiği ve bir ömür tamir edilmesi mümkün olmayacak ruhsal fakirlik (geestelijke armoede), akıl yoksunluğu ve diaspora fakirliği de bunlara eklendi.

Yaşam Biçimlerinde Değişim Gerçekleşti (Mentaliteitsverandering en Levensstijl)

Son 60 yılda, üçüncü ve dördüncü nesil kazancını ve giderlerini Hollanda’da harcamayı seçti. Birikimlerini Hollanda’da yatırıma tercih eden gençlerin %31’i konut sahibi (hypotheek).

Baba ve dede memleketi Türkiye onlar için bir tatil ülkesi. Geçen 60 yılda birikimlerinin büyük bir kısmını işçi şirketlerine (225) ve %80’e varan ütopyatik faizsiz kazanç vaat eden holdinglere yatıranlar artık milyarlarını yatırmıyor.

Kazanç benim ve ailem içindir diyen ve kazancın harcanması gerektiğini düşünen yeni bir Hollanda ve Avrupa Türk nesli oluştu.

Bizim Gençler Şubat’ta İstanbul’daydı

İstanbul’da bol para kazanan, İstanbul Boğazı’nda lüks villalar, şatolar ve saraylara sahip olan bir şehir. Çıplak gözle fakirle zengin arasındaki korkunç uçurumu Boğaz turunda görmek mümkündü.

Bütün Almelo İstanbul’daydı.

Yaşamın 2017’ye göre 3 kat daha pahalı olduğu İstanbul, pahalılıkta hemen hemen Hollanda ile aynı fiyat standartlarında.

Geçen ay ve hafta sonu Almelo gençlerinin çıkarması varmış İstanbul’da. Gençler, “Sanki bütün Almelo oradaydı.” diyorlardı.

Bir kilo baklavanın €50 olduğu bir şehir. Zenginin fakirle aynı mekânda yemek yemesinin ve içmesinin mümkün olmadığı bir İstanbul.

12 yaşında kendisine €500.000’lik yat alınan çocuk “Ben hep bunu istiyordum.” diye sevinirken, 16. yaş gününde İstanbul’un en uzak Anadolu ilçesinden şehri ilk kez gören bir genç.

İstanbul, karşıtlıklar ve farklılıklar şehri olma yolunda hızla ilerliyor.

Hollanda’da Sosyal Güvenlik

1980 yılından itibaren Hollanda’yı tanıyan biri olarak sosyal güvenlik ve devlet yapısındaki gelişmeleri iyi bir şekilde takip etmeye çalışıyorum.

45 yıl önce de kurallar vardı; ancak insanların ve yasaları uygulayan belediyelerin fakire yardım edebilme anlayışı önyargılardan uzaktı.

Kişi başına düşen milli gelirin (nationale inkomen / BBP) 2024 yılında €60.000’ı geçtiği bir ülkede, çocuklarına yiyecek ekmek, içecek süt bulamayan annelere tanık oluyoruz.

Bu insanlar camii ve kilise gibi kurumların hayır hizmetlerinden yardım istemeye başladılar.

Her yıl 180 bin kişi, ülke çapındaki 500’den fazla gıda bankasından (voedselbanken) haftalık gıda paketleri alıyor. Göçmenlerin oranı bu hak sahipleri arasında oldukça yüksek.

Manevi Yalnızlık ve Fakirlik

Yalnızlık ve manevi fakirlik bireysel ve toplumsal sosyal ilişkilere bağlı olduğundan ölçülmesi zordur.

Kimi kalabalık içinde yalnız hissederken, kimisi yalnız yaşamaktan mutludur.

Bizler genellikle kendi değer yargılarımıza göre değerlendirme yapıyoruz.

Var olan insan ilişkilerini beyin doktrinleriyle kopyalanmış değerlere göre ölçmek diğer kültürler için yanıltıcı olur.

Çeşitli sorunlarla yaşayan insanların çoğu eğitim seviyesi düşük, fiziksel ve ruhsal olarak yoğun tempolu çalışmaya uygun değiller.

Bu kişiler fakirlik kültürlerini sonraki nesillere aktarıyorlar (van generatie tot generatie).

Kendi Söküğünü Dikemeyen Terzi Misali

Korona döneminde cılız da olsa başlayan sosyal destek ve gıda yardımları kalıcı bir sisteme dönüşmedi.

Şubat Türkiye Depremi, Fas ve diğer yurtdışı felaketlerde destek veren Hollanda Türk toplumu, kendi fakirine destek veremedi.

Vakıflar, camiler, mescitler ve cem evleri Hollanda’daki fakir Türk toplumuna yardım konusunda yetersiz kaldı.

Başka Bir Sorun: Alan El Geri Vermiyor

Türk toplumundan fitre, zekât, kurban, bağış ve aidat toplayan kurumlar, fakirlik ve yalnızlık sorunlarıyla ilgilenmediler.

Toplumsal organizasyonlardan çözüme katkı beklemek bir hayal olur.

Sorun yine “Ortak paylaşımdan yana olamamak” olarak değerlendirilebilir.

21. Yüzyılın Hastalığı: Yalnızlık

Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, halkın %15’i, yani 1.9 milyon kişi yalnızlık çekiyor.

2000’lerde %5 olan yalnızlık oranı bugün %17’ye ulaştı.

Fakir Türk Emeklileri: Asgari Ücretten Daha Düşük Gelir

Hollanda’da 50 yılını doldurmayan Türkler tam AOW emekliliği alamıyorlar.

Emekli sandığı birikimleri de Hollandalı emsallerine göre düşük.

Sıkı mal ve mülk rejimi sebebiyle ek ödenek (AIO) başvuruları da yapılamıyor.

700 Eğitim Kurumunda Ücretsiz Yemek

2023 öğretim yılında başlayan ve 2025/2026’da da sürecek olan uygulamayla dar gelirli ailelerin çocuklarına 700 okulda ücretsiz yemek veriliyor.

Bu uygulama Hollanda’da fakirliğin kabul edilen bir olgu olduğunu gösteriyor.

Çözüm İçin Tavsiyeler

Dijital Hollanda’da dijital fakirlik çeken Türk yaşlıları (Digibeten), kurum yardımlarına erişimde zorlanıyorlar.

Var olan borçlar, fakirlik ve yalnızlık sorununu kabul edip, belediyelere başvurarak çözüm aranmalıdır.

Kafamızı kuma gömerek sorunları çözemeyiz.

Borçların bireysel tasviyesi yasası (WSNP) ve yardım hizmetleri bulunmaktadır.

Hollanda’da Bir İlk: Fakirlikle Mücadele Bakanlığı

Rutte VI kabinesinde bayan Scholten, Fakirlikle Mücadele Bakanı (Minister van Armoedebeleid) olarak atandı.

Dick Schoof kabinesi de fakirlikle mücadele, enerji destek programları ve gençlerin asgari ücretinin artırılması gibi çalışmalara devam etmektedir.

Enerji Fakirliği (Energiearmoede)

Korona pandemisi ve Ukrayna-Rusya savaşının etkisiyle yükselen enerji ve gıda fiyatlarına karşı destekler sunuldu.

2025 yılında da yeni enerji destekleri devam edecek.

Hollanda’da bir milyon kişi günlük ödemelerini yapamayacak durumda.

Genel sağlık sigortası primlerini 300.000’den fazla kişi ödeyemiyor.

Her şehirde gıda bankaları ve gönüllü yardım kurumları faaliyet göstermekte.

Ruh sağlığı tedavi hizmetleri için ödenen katkı payları nedeniyle birçok kişi tedavi sürecini bırakmak zorunda kaldı.

Tüm bu önlemlere rağmen fakirlik ve yalnızlık tamamen çözülebilmiş değil.

Fakirlik içinde yaşama kültürünü sürdürmekte ısrar edenler değişime de direnç gösteriyor.

Ancak, iş gücü ihtiyacının yüksek olduğu bugünün Hollanda’sında, göçmenlerin yaşam standartlarının yükseldiğini de görmek mümkün.

Saygılarımla,