Hollanda’da geçtiğimiz günlerde dikkat çeken bir haber yayıldı: Veliaht Prenses Amalia (21), yedek asker olarak silahlı kuvvetlere katıldı. “Taht sırasının ilkinde oturan bir prensesin, orduda en düşük rütbeden göreve başlaması” kulağa biraz film sahnesi gibi gelse de, aslında çok şey anlatıyor.
Amalia, öğrencilere ve araştırmacılara yönelik çevrim içi askerî eğitim programıyla hazırlık sürecine başladı. Şimdilik üçüncü sınıf denizci ya da üçüncü sınıf asker rütbesiyle anılıyor. Yani ordudaki en alt basamak. Ama mesele rütbede değil, verilen mesajda.
Monarşi Halkla Aynı Safa mı?
Monarşiler, çoğu zaman “ulaşılamaz” bir sembol olarak algılanır. Saray duvarlarının ardında, günlük hayatın zorluklarından uzak bir dünyada yaşadıkları düşünülür. Amalia’nın askerliğe adım atması bu algıyı kırıyor. “Ben de toplumun sorumluluklarını paylaşıyorum” demek istiyor.
Hollanda gibi eşitlikçi değerleri yüksek bir ülkede, bu adımın sembolik gücü oldukça fazla. Çünkü gençler, özellikle de genç kadınlar, kendilerini temsil eden bir veliahtın sorumluluk üstlenmesini ilham verici buluyor.
Kadınlar İçin Güçlü Bir Mesaj
Amalia’nın kararı aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri açısından da çarpıcı. Ordular tarih boyunca erkek egemen alanlar olarak görüldü. Bir kadın veliahtın “kışlaya girmesi”, sembolik de olsa kadınların bu alandaki görünürlüğünü artırıyor. Belki de genç kızlara şu mesajı veriyor: “Güçlü olmak için tahta oturmayı beklemenize gerek yok, kışlaya da girebilirsiniz.”
Eleştiriler de Var
Elbette eleştirenler de var. “Bu sadece sembolik bir jest, gerçek bir askerlik değil” diyenler oldukça fazla. Haklı olabilirler. Amalia’nın bu süreçte ne kadar fiziksel eğitim alacağı, hangi görevleri gerçekten üstleneceği tartışmalı. Ancak bu eleştiriler bile şunu kanıtlıyor: Karar toplumda yankı uyandırdı.
Bir Fotoğrafın Gücü
Bazen bir adım, yıllar sürecek tartışmalara kapı aralar. Amalia’nın askeri üniformayla fotoğrafı, büyük ihtimalle ders kitaplarına bile girecek. Çünkü bu fotoğraf sadece bir “görev başlangıcı” değil, aynı zamanda Hollanda’nın monarşi anlayışında bir dönüm noktasıdır.
Veliaht Prenses Amalia, “en alttan başlamayı” seçerek aslında en üstten bir mesaj veriyor:
Toplumun bir parçası olmak, sadece ayrıcalıkları yaşamak değil; sorumlulukları da paylaşmak demektir.